Sanatı, estetik değerler içeren insan duygularının, hayal gücü ile birleşmesiyle oluşturup ortaya çıkardığı yaratıcı bir eser olarak tanımlayabiliriz. Sanatın oluşumundaki en önemli etmenler insan yaşamının temelini oluşturan, fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik durumlardır. İnsan duygularının devamlı değişkenlik içerisinde olduğunu söylersek ve buna yaşadığı çevreyi, hayata karşı tutumunu da eklersek, insanlar her dönemde kendi hissettiklerini ortaya dökmeye çalışmış ve böylece sanat kavramı genişlemiş ve çeşitlenmiştir.
Hegel sanatın güzelliği ile ilgili şunları demiştir: ‘Sanat güzelliği tinden doğmuş ve yeniden doğmuş güzelliktir; tin ve ürünleri, doğa ve fenomenlerinden ne kadar yüksekse, sanat güzelliği de doğa güzelliğinden o kadar yüksektir.'(Hegel, Estetik, 1835)
İçerik
Sanatın Özellikleri Nelerdir?
Bir eseri, disiplini, sanat olarak adlandırmamız için evrensel olarak kabul görülen bazı şartlar vardır. Bu şartlar şunlardır;
- Bir sujenin olması,
- Özgün olması,
- Eserlerin, toplum tarafından güzel olarak nitelendirilmesi,
- Yaratıcılık kavramını bünyesinde barındırması,
- Sanatçının duygu ve düşüncesini yansıtması,
Sanat Çeşitleri Nelerdir?

Sanat çeşitleri 3’e ayrılmaktadır. Bunlar;
İşitsel (Fonetik) Sanatlar:
İşitsel sanatlar, insanları göz ve kulak aracılığıyla etkisi altında bırakmaktadır. Edebiyat ve müzik işitsel sanatlara girmektedir. İşitsel sanatlarda, sanatçı ile sanat eserini dinleyen kişiler arasında kuvvetli bir bağ oluşmaktadır.
Görsel (Plastik) Sanatlar:
Görsel sanatlar, insanlara daha çok güzellik ve zevki çağrıştırmaktadır. Sanatçıların estetik bakış açısı ile yaptığı eserler, hayatımıza çok büyük değerler katmaktadır. Şiir, müzik, resim, heykel ve mimariyi görsel sanatlara örnek olarak verebiliriz.
Dramatik (Ritmik) Sanatlar:
Dramatik sanatlarda, kişi veya kişiler kendilerini ortaya atarak, bir olayı veya olguyu anlatırlar. Dramatik sanatlarda genellikle sanatçılar, izleyicilerin direk karşısında performansını sergiledikleri için daha sıcak ve etkileyici bir atmosferi yakalamak mümkün olmaktadır. Sinema, opera ve tiyatroyu dramatik sanatlara örnek verebiliriz.
Güzel Sanatlar kaça ayrılır? Sanat Dalları Nelerdir?
Güzel sanatlar 7’ye ayrılır. Bu sanat dalları şunlardır;
- Resim,
- Mimari (Yapı sanatı),
- Heykel,
- Edebiyat,
- Müzik,
- Tiyatro
- Sinema
Resim Sanatı:

Resim sanatı bildiğimiz en eski sanat dalıdır. Resim sanatını insanoğlu ilk olarak mağara döneminde ortaya koymuştur. Avladığı hayvanların resimlerini mağara duvarlarına çizilen insanoğlu, yaptığı bu eserlerde, yaşadığı kahramanlıkları ve savaşı gelecek nesillere aktarmak amacıyla gerçekleştirdikleri düşünülmektedir. Veya diğer uzmanlara göre, çizdiği bu resimlerde avladığı hayvanın gücünün kendisine geçmesini hedeflemiştir. Çağlara göre çizilen resimler, o dönemin toplumsal ve ekonomik durumlarına göre değişkenlik göstermektedir. Resim sanatını icra etmek için belirli estetik değer ve düşüncelerin olması, bide el yeteneğinin olması çok önemlidir. Resim yapan kişilerin, yapıtlarını incelediğimizde belirli kurallar olduğunun farkına varmaktayız. Bu kuralları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Biçim,
- Doku özellikleri,
- Renk,
- Ton Farklılıkları ve Çizim,
Bu kurallar sayesinde resim, yapıtın sahibinin de estetik bakış açısı ile bir değer kazanmaktadır. Genellikle sanatçılar, günümüz koşulları sayesinde çizim yaparken zorlanmıyorlar. Geçmiş zamanlarımıza baktığımızda sanatçıların, duvarı oyarak veya taş üzerinde resim yaptıklarını tarihe yardımcı olan bilim dalları sayesinde inceleyebiliyoruz. Şimdi ise sanatçılar rahat bir şekilde fırça, spatula ve çeşitli boya malzemeleriyle istenilen çizimi rahatlıkla yapabilmektedirler.
Grafik Tasarım ve Resim
Grafik tasarım, biçimsel olarak birbirinden çok farkı olmayan disiplinlermiş gibi görünebilir. Ama resimle grafik tasarımın en büyük farkları yapılış amaçlarıdır. Daha çok zanaat gibi görünse de ‘grafik tasarım sanat mıdır?’ diye sorulabilir. Ünlü ressamların para karşılığı üst kademeden kişilerin portrelerini çizmesi sanat olarak adlandırılırken, grafik tasarım neden adlandırılmasın diye de sorulabilir.
Önemli Resim Eserleri:
- Leonardo Da Vinci; Son Akşam Yemeği
- Van Gogh; Yıldızlı Gece
- Picasso; Guernica
- Johannes Vermeer; İnci Küpeli Kız
- Edvard Munch; Çığlık
Mimari (Yapı sanatı):

Mimari yapılar, sanatçının estetik bakışı, tasarım fikri ve o bölgenin kültürü ile bağdaştırılacak şekilde tasarlanmış yapılardır. Bu yapılar, dünyada bulunan farklı toplum ve kültürlere göre değişim göstermektedir. Yapılan her yapının hem maddi hem manevi bir amacı vardır. Bu yapılarda insanların yaşamlarını kolaylaştırmak hedeflenmiştir. Mimari tasarımlar, belirli bir güzellik algısını insanlara çağrıştırmaktadır. Çok eski dönemlerden itibaren günümüze gelen yapıları incelediğimizde, ihtişam, düzen ve işlevsellik görmekteyiz. Mimari yapıların başka bir güzel yanı da, bizlere geçmiş hakkında bilgi edinmemizde yardımcı olmasıdır.
Önemli Mimari Eserler:
- İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi
- Mimar Sinan; Süleymaniye
- Ayasofya
- Üstad İsa Muhammed Efendi; Taç mahal
- Köln Katedrali
- Duomo di Milano
Heykel Sanatı:

Heykel sanatı, çeşitli maddeler kullanarak, estetik bakış açısı ile düşünceleri ifade etme sanatıdır. Heykeller üç boyutlu formlardır. Heykel sanatı, dünya tarihinde çok eski zamanlardan itibaren günümüze gelmektedir. Heykel sanatının ilk örnekleri insanoğlu, dini figürlerin suretini yanlarında bulundurmak için ortaya koymuş ya da tanrıların ihtişamını ortaya çıkarmak, tanrıları tatmin etmek amacıyla yapmışlardır. Kibele heykelleri, antik yunan tanrılarının heykelleri, örnek olarak verilebilir. Heykel yapımı 3 ayrı gruptan oluşmaktadır. Oyma, biçimlendirme ve birleştirme sonucu heykel tamamlanmış olmaktadır. Bakır, tunç, mermer, taş, ahşap, beton, kil, demir ile istenilen hammadde tercihiyle heykel yapılmaktadır. Heykel figürlerini incelediğimizde, genellikle insan, hayvan, çeşitli nesneler, çeşitli inançların tanrı figürleri, mitolojik kahramanlar kullanılmıştır. Heykel sanatında genellikle bir anlamlandırma ihtiyacı duyulmaktadır. Sanatçılar, yaptıkları her heykele hissettiği bir duyguyu ve düşünceyi yansıtırlar. Bu da yapılan eserin değerini arttırmış olur.
Önemli Heykel Eserleri:
- Michelangelo; Davud Heykeli
- Frédéric Auguste Bartholdi; Özgürlük Heykeli
- Alexandros of Antioch; Milo Venüsü
- Auguste Rodin; Düşünen Adam
Edebiyat Sanatı:

Edebiyat, sanatçının hissettiği duygu ve düşünceyi, kendine özgü bir anlatım biçimiyle gerçekleştirdiği, yazılı veya sözlü anlatma biçimidir. Dünya içerisinde yaşamış bütün toplumların, kendine ait en az 1 tanede olsa büyük ve unutulmayan bir yazarı bulunmaktadır. Bu yazarların ürettiği yapıtlar, günümüze kadar gelerek ve bize o zamanın kültürel ve toplumsal yaşamı hakkında zengin bir bilgi deposu bırakmıştır. Geçmiş ve gelecek ile bağ kurmamıza yardımcı olduğu için bu yapıtları büyük bir şans olarak görmemiz gerekmektedir. Edebiyatta, genellikle tek bir anlam yakalamamız mümkün değildir. Yazarlar, yapıtlarını ince eleyip sık dokudukları için, bizler tek bir cümlede dahi çeşitli düşünceler içerisine girer ve farklı anlamlar çıkartabiliriz. Tabii ki çoğu yazar, yapıtında kapalı cümleler kullanır. Karşı tarafın derinlemesine incelemesini ve tam olarak yazıda ne anlatmak istediğini bulmasını ister. Bu da edebiyatın tam olarak estetik ve güzellikten geldiğini bizlere söylemiş olur. Aynı yapıtı inceleyen iki kişi düşünelim. Bu iki kişi farklı kültür ve çevrenin insanlarıdır. Bunlar aynı yapıttan çok farklı anlamlar çıkartabilir. Çünkü o kişinin yaşadığı kültürle gelen özgünlük ve düşünce yapısındaki farklılık, aynı düşünceler içerisinde buluşmalarına engel olmaktadır. Bunu bir yazardan da anlatabiliriz. Yazar, doğup büyüdüğü çevre ile hayatı boyunca onu bırakmayacak bazı fikirleri yakalar ve bırakmak istese de bırakamaz. Yapıtında da yaşadığı topluma özgün düşünce ve ideaları kullanmış olur. Böylece farklı toplumdaki bireylerin yazarı yakalaması zordur ama mümkündür. Bu bütün insanlar için geçerlidir. Doğup büyüdüğümüz ortam, aile yapısı, kültürel çevre ile bizim hayat boyu peşimizi bırakmayacak fikirleri, düşünceleri istemesek te oluştururuz.
Önemli Edebiyat Eserleri:
- Yaşar Kemal; İnce Memed
- George Orwell; 1984
- Fyodor Dostoyevski; Suç ve Ceza
- Franz Kafka; Dönüşüm
- Louis-Ferdinand Céline; Taksitle Ölüm
- Lev Tolstoy; İnsan Ne İle Yaşar
Müzik Sanatı:

Müzik, sesin düzenli bir ritim eşliğinde, duygularımızı ifade etme, hissettirme sanatıdır. Dediğimiz gibi müzikte önemli olan şey düzenli bir ritim ve anlam olmasıdır. Müzik, teknolojinin bu denli gelişmesiyle beraber, hayatımızdan çıkaramayacağımız bir kavram haline gelmiştir. Müziğin geçmişine bakacak olursak Sümerler’e kadar uzandığını söyleyebiliriz. Tabii ki diğer sanat dallarında olduğu gibi müzik sanatında da, yaşanılan toplum ve kültürel çevre bağdaştırılarak her dönemde farklı bir hal aldığını görürüz. Müzikte kullanılması gereken belli başlı özelikler vardır. Bunlar;
- Sesin Uzunluğu,
- Tınısı,
- Gürlüğü
- Dikliğidir
Çok farklı müzik türleriyle karşılaşmamız mümkündür. Her ses sanatçısı yazdığı ve söylediği şarkılarıyla belirli bir kitleye seslenmektedir. Bu kitleler, ses sanatçısıyla ortak bir duyguda birleşirler. Bu da müziğin devamlı dinamik olmasını ve gelişmesini sağlamaktadır.
Önemli Müzik Eserleri:
- Beethoven; Moonlight Sonata,
- Johann Sebastian Bach; Wedding Quodlibet Bwv 524
- Wolfgang Amadeus Mozart; Türk Marşı
Tiyatro Sanatı:

Tiyatro, sadece sahne üzerinde yapılabilen, kurgusal düzeni önceden hazırlanarak ve oyuncuların, konuşma, jest ve mimikler kullanarak seyirciye karşı performans sergilemesi ile oluşan bir sanat dalıdır. Tiyatro’da en önemli faktör oyunculardır. En iyi şekilde hazırlanmış bir piyesi bile, sahnede oyuncunun kötü hale getirmesi mümkündür. Tiyatro genellikle 3 türden oluşmaktadır. Bunlar; komedi, dram ve trajedidir. Bu 3 tür, bizim hayatımızın tam ortasında yaşamaktadırlar. O yüzden yazarlar piyeslerinde bu 3 tür üzerinden, her birimizin başından geçmiş ya da geçmesi olanak olayları yazarak tiyatroya taşıma yapmaktadırlar. Bu türlerin içinden olan komedide insan, olumsuz hayat koşulları, toplum baskısı ya da herhangi kötü bir durumdan kaçmak için komedi üzerine oynanacak tiyatro oyunlarına gelmek, kaçmak ister. Dramada ise insan, özellikle hayatın kendisi hakkında bir arayıştadır. İnsan, anlamak ve anlamlandırma yapmak için dram konulu bir tiyatro oyununa gelmek ister. Son olarak trajedide ise insan, kendi hayatından daha kötüsünü görmek, ne yaşantılar var diyebilmek için trajedi konulu tiyatro oyunlarına gelmek ister. Tiyatro, insanlara hayatın içinden seslendiği için diğer sanat dallarından daha canlı ve etkili bir sanattır. Yakın geçmişimize baktığımızda tiyatro, insanların değerli vakit geçirdiği aktiviteler arasında yer almaktaydı. Şimdiki zamanımızda ise, teknolojinin büyük gelişmesi ile tiyatroya olan ilgi büyük oranda azaldı. Tiyatro, artık değerli bir vakit geçirme aktivitesi olmaktan çıkmış, çoğu kişi tarafından unutulmaya, (ne kadar üzücü olsa da) yüz tutmuştur.
Önemli Tiyatro Eserleri:
- William Shakespeare; Hamlet
- William Shakespeare; Romeo ve Juliet
- Anton Çehov; Vişne Bahçesi,
- Moliere; Kibarlık Budalası
Sinema Sanatı:

Sinema, belirli bir düşünceyi, kamera aracılığıyla hareketli bir şekilde çekerek ve sonrasında düzenli bir kurgulama yaparak, beyaz perdeye aktarılması sonucu oluşan sesli veya sessiz, görsel iletişim yöntemleriyle insanın gerçeklik algısına hitap eden teknolojik bir sanat dalıdır. Sinema 19.yüzyılın sonu 20.yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. 7 sanat dalından en sonuncusudur. Günümüzdeki sinema eserlerine teknik olarak çok geride olmasına rağmen, o dönemdeki insanları büyük etkilemiştir. İlk sinema yapımı olan trenin gara girişi filmini, insanlar ilk izlediğinde trenin gerçekten perdeden çıkıp kendilerini ezeceğini düşünüp korkmuşlardır. Daha sonraki dönemlerde, sihirbazlık gösterisi yapan kişilerin aracı olarak da insanları etkilemeye devam etmiştir. Sinema sanatının ilk yıllarında çekilen yapıtlar genellikle kısa süreli, sessiz ve siyah beyaz olmuşlardır. Bunun nedenine ise, o zamanlarda teknolojinin gelişmemiş olmasını söyleyebiliriz. Tabii ki zamanla teknoloji çok hızlı bir şekilde ilerleme kaydetmiş ve bu ilerleme sinema sanatına da büyük katkı sağlamıştır. Bu yüzden sinemanın teknolojik bir sanat olduğunu ve teknolojiyle paralel bir şekilde geliştiğini söyleyebiliriz. Artık günümüzde çok yüksek ölçeklerde çekim kalitesine ulaşmış kameralar vardır. Bu da sinemanın çok gelişmesine ve çeşitlenmesine işarettir. İnsanların tüketmeyi tercih ettiği sanat dalları arasında sinemayı gösterebiliriz. İnternet aracılığıyla insanlar dünyanın öbür ucunda çekilmiş bir filmi kolaylıkla izleyebiliyor ve yorumlayabiliyor. Sinemada dram, komedi, korku, romantik, bilim kurgu, aksiyon gibi türler vardır. Bu türlerin çokluğu sayesinde konu bolluğu oluşmaktadır. Bu da devamlı hayatımıza yeni filmler eklenmesini sağlamaktadır. En pahalı üretilen sanat eserleri sinemadan çıkmaktadır. Bir film çekiminde kamera arkasında 80 kişi düşünürsek, kamera karşısına da 10 kişi verirsek, sadece filmin oluşmasını sağlayan kişilerle bile çok büyük maliyetlere ulaşmış oluruz. Bu kadar maliyetli olmasından anlayacağımız üzere sinema çok değerli bir sanat eseridir.
Sinema ve Sanat
Sinemanın sanat olup olmaması çok sık sorgulanmaktadır. (Sinemanın Sanat Olarak Kabul Edilmesi Yazımızı da İnceleyebilirsiniz) Sinemanın sanat olmamasını savunan kişiler, sinemayı bir dokümanteri olarak nitelendirmektedir. Ama estetik kaygılar gütmeyerek, sanatın özelliklerini taşıyan, kuramsal olarak da sanat olmasını destekleyen sanat filmleri, sinemanın sanat olmasını desteklemektedir.
Önemli Sinema Eserleri
- Charlie Chaplin; Modern Times
- Sergey Ayzenştayn; potemkin zırhlısı
- Alfred Hitchcock; psycho
- Ingmar Bergman; yedinci mühür
- François Truffaut; 400 darbe
- Vittorio De Sica; Bisiklet Hırsızları
- Francis Ford Coppola; Baba
- Orson Welles; Yurttaş Kane
Günümüzde Sanat
Günümüzde, teknolojinin gelişmesiyle beraber sanat ve teknoloji ilişkisi ortaya çıktı. Fırça, boya, tuval, enstrüman gibi araçları geleneksek olarak adlandırılıp, bu nesnelerin dijital halleri ortaya çıktı. Teknolojinin gelişmesiyle dijital sanat oldukça popülerleşti, sanatçılar dijital olarak, teknik ve hammadde sorunlarını daha az yaşayıp, günümüz teknolojisiyle yaratıcılık ve fikirlerin önde olduğu sanat eserleri ortaya çıkarabildiler.
İnsan Neden Sanat Yapar?
İnsan, kendini diğerlerine göstermek, düşüncelerini aktarmak, varoluşsal kendini tamamlama isteğini gerçekleştirmek için sanatın dışavurumcu anlatısına yönelir. İnsan varoluşuyla birlikte gelen farklı olma çabasını en iyi sanatta göstereceğini bilir. Bunun üzerinde yoğun zaman harcar. Böylece farklı olacak ve unutulmayacak biri olma hayaliyle girdiği işte, çoğunlukla başarıyı elde etmiş olacaktır. Nasıl başarılı olduğunu söylemek gerekirse, insanlar çok zaman harcadığı bir işte, hedefine doğru, emin adımlarla ilerlerken kendinin bile bilmediği, anlayamadığı duyguları ortaya çıkartır. Böylece sanat eserindeki o estetik bakışı oluşturmuş olur. Buna herhangi bir işte çalışmaya yeni başlamış acemi birini örnek verebiliriz. O kişi, daha çabuk öğrenme telaşıyla harcadığı büyük enerjisinden, az biraz zamandan sonra, yeni farklılıklar katacak kadar işi öğrenmiş olduğunun farkına varır. Hayatın her alanı böyledir. Sanatçılarda, ilk yapıtlarını ortaya çıkarmaya çalışırken, düşüncelerini, hissettiklerini, biçim ve imgelerle görselleştirerek işe başlarlar. Sonrasında ise hedefleri doğrultusunda, onların hayaliyle istediği sonuca ulaşmış olurlar. Sanatçıların asıl hedefi para değildir. Onlar için asıl önemli olan karşı taraftaki okuyucuların veya dinleyicilerin alacakları haz ve şevk ile hayatlarında önemli bir kişi haline gelme isteğidir.
Yazar; Samet Koca