Altın Oran Nedir?

İnsan ne güzel der? Masmavi bir denize mi? Yem yeşil bir bir ormana mı? Yoksa sadece baharın gelmesiyle açan bir çiçeğe mi? Hegel’e göre insan güzellik algısını, doğadan alır. Yani insanın evrimsel süreçte, yaşadığı olaylar psikolojisini ve estetik anlayışını değiştirmiştir. Bu değişime adaptasyon denmektedir. Kurak bir yerde deniz cenneti tasvir ederken, fırtınalı coğrafyada ise tanrıların cezası veya öfkesini temsil eder. Bir şeye güzel dememizin sebebi ondan alacağımız hazdan veya yarar ile bağdaşmıştır. Cıvıl cıvıl öten kuşlarla beraber açan çiçekler güzeldir değil mi? Bunun sebebi bu kavramlar bizlere iyi bir hasat dönemini hatırlatmasıdır. Akan bir nehir herkesin hoşuna gider, onun sesi insana huzur verir değil mi? İnsanlık var oluşundan beri akan nehirlerin etrafına kurmuştur yerleşkelerini çünkü su hayattır.

Güzellik ve estetik anlayışımızın temeli doğayla bağdaştığını biliyoruz peki bu güzelliğin bir formülü var mı? Bu konu bilim camiasında tam olarak doğru kabul edilmese de cevap olarak var diyebiliriz. Bu matematiksel karşılığa Altın oran denir. Altın oran ilk olarak İtalyan matematikçi Leonardo Fibonacci tarafından keşfedilmiştir. Doğada belli bir oran keşfeden Fibonacci bu oranı bir dizilime dönüştürüp formüle çevirmiştir. Bu formül sonucu (1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21) 1,618 gibi bir oran bulmuştur. Bu oran doğada baktığımız her yerde karşımıza çıkabilir. Salyangoz kabuğunun sarmalında, papatya yapraklarının diziliminde, hatta insan kemiklerinin birbirine orantısında bile. Bu oran Fibonacci’den sonra çok büyük bir ilgi çekmiş, kusursuza yakın sanat eserleri çıkarmak isteyen sanatçılar, bu orana oldukça dikkat emiştir, Rönesans heykelleri ve tablolarında, klasik müzikte ve birçok sanat dalında kullanılmıştır. Günümüzde altın oranın en çok kullanıldığı sanat dalı ise fotoğraftır.

Fotoğrafta Altın Oran, 1/3 Kuralı Nedir? Altın Oranı Kullanmanın Önemi Nedir?

Fotoğraf sanatında şüphesiz en önemli unsur iyi bir kompozisyon yapmaktır. Kompozisyon oluştururken bir çok kavramdan yararlanırız ışık, derinlik vb. kompozisyonunuzu tamamlamadaki belki de adı gibi bir anahtar olacak bir kavram mevcut. Bu kavrama ‘Altın Oran (1/3 Kuralı) denmekte. Fotoğraf karenizi oluştururken bir çok sanatçının yaptığı gibi sizin de altın orandan yararlanmanızda fayda var. Beyniniz siz fark etmeseniz de çevriyi inceliyor, bilinçaltınıza kaydediyor. Örneğin arkanıza bakmadan arkanızda ne olduğu çok iyi biliyorsunuz çünkü beyninin çok önemli detay olmasa da bulunduğunuz ortamı bilinçaltına depoluyor. Bu depolamada bir nesneni normal veya güzel olarak depolanırken altın oranı referans alıyor. Siz istemeseniz de nesnenin neresine bakacağınızı hangi noktalar sizin ilgi odağınız olduğunuzu otamatik belirliyor. Altın oran sayesinde Fotoğraf karenizi oluştururken de bu ilgi noktalarına önemli mesajlarınızı yerleştirerek daha dikkat çekici ve etkili kareler yakalayabilirsiniz. Aşağıda altın oran şemasını inceleyebilirsiniz.

Her bir nokta sizin en çok dikkat edeceğiniz alanı temsil eder. Fotoğrafı hazırlarken bu noktaları baz almanız, daha kaliteli fotoğraflar oluşturmanıza sebep olacaktır.

1/3 Kuralı Nedir?

Fotoğraf kareleri genellikle 16:9 oranında çekilmektedir. Bu oran, altın oran şemasına tam olarak uymamaktadır. Bu orana en yakın oranda fotoğraf karelerimiz oluşturmak için karemizi eşit bir şekilde üç yatay üç dikey şekilde bölerek, 9 kare 4 keşişim noktası oluşturuyoruz. Bu keşişim noktaları bizlere altın orana oldukça yakın bir oran vermekte. Bu noktalara fotoğraflarınızı yerleştirirseniz, altın orana yakın bir fotoğraf çekmiş olacaksınız.

1 Yorum

  1. Ancak altın orana dünyanın her yerinde rastlamak mümkün. Özellikle bazı antik yapılarda. Bu oran “Fi” olarak ifade ediliyor. Dünyaca ünlü ressam Leonardo Da Vinci en büyük eserlerinden olan “Son Akşam Yemeği” isimli tablosunda, İsa’nın ve havarilerin oturduğu masanın boyutlarından, arkadaki duvar ve pencerelere kadar çizimlerinde hep altın oranı uyguladı. Bu tablonun bu denli meşhur olmasının sebebi belki de bu kusursuzluğu.

Comments are closed.