İçindekiler
Hollywood’un Sinemaya ve Avrupa propaganda Yöntemlerine Etkisi
I.Dünya savaşının getirdiği krizi yaşayan Avrupa’daysa sinemanın önde gelenlerinin Hollywood tarafına kayıp, piyasadan çekilmesi sonucu Avrupa’da sinema, yönetimlerin propagandasına ve genç sinemacılar gibi bağımsız sinemacılara kalmıştır. 1930’ların sonunda yaşanan büyük ekonomik buhranın getirdiği, mutsuzluk, işsizlikle genç sinemacıların yeni akımlar çıkarmasına sebep olmuştur.
Sinemanın o zamanki süslü illüzyonları ve pembe hayatları yerini daha gerçekçi sanat kaygısı taşıyan, insanları harekete geçirecek, gerçek hikâyelerden esinlenen filmlere bırakarak Hollywood’a bir alternatif oluşturmuştur. Avrupa’da sanatın başkenti olarak görülen Fransa’da Sinemada toplumsal olaylara yer verilmeye başlanmış fakat savaş ve ekonomik sıkıntılar sinemada daha soyut-gerçekçi ürünler çıkartmıştır ve genellikle filmlere karamsar bir hava hakim olup tüm bunlar Fransız şairane gerçekçilik akımını oluşturmuştur
Beyaz Telefon Filmleri
İtalyan Yeni Gerçekçiliğin Başlangıcı:
Aralarında Jean renoir gibi şairane gerçekçilik akımı yönetmenlerinin yardımcısı çoğu İtalyan yönetmeni etkilemiştir.
Savaş sonrası eski politikalar, Mussolini tarafından sinema kullanılarak halkın dikkatini dağıtmak için uygulanıyordu. Savaştan yara almadan kurtulan refah seviyesi yüksek mutlu bir İtalya’nın tasvir edildiği rejim yanlısı beyaz telefon filmleri yapılmaya başlanmıştı. Bu filmlerde gösterilen her filmde her evin zenginliğini belirtmek için sahnelerde beyaz telefon gösterilirdi.
Sıkıyönetim rejimi tarafından cinnecitanın açılması gibi sinemaya büyük bir önem veriliyordu. Tabi kendi kontrolleri altındaki ‘sinema’ eleştiri kültürünün yayılması bu durumu çıkarlarına ters düşürmüş ve sinema yavaş yavaş yönetimin etkisinden çıkıp muhalif bir çizgiye yönelmişti.
Ağır dramları bırakıp, kamera sokağa taşınmış savaşın sonuçlarını gösteren, yapmacık değil doğaçlama diyaloglara yer veren ‘gerçekçi’ bir sinema anlayışı doğmuştur.
İtalyan yeni gerçekçi sineması konuşulunca ilk akla gelen film Vittorio de Sica’nın Bisiklet hırsızları filmidir. Bu filmde savaş sonrası insanların durumunu yoksulluğunu ve çatışmalarının her aşamasını açıkça görürüz. İnsanların yoksullukla nasıl mücadele ettiği sokakların karmaşası sinemaya taşınmıştı. Halkın büyük çoğunluğu bu kesimde olduğundan bu filmlere aşırı büyük bir ilgi gösterdi çünkü filmlerinde kendilerini görüyorlardı. Bu akımın bu kadar başarılı olmasının sonucuyla, Fransa’daki sanatçıları etkilemiş, Fransız yeni dalganın çıkmasına yön vermiştir.
Akımın Önemli Filmleri;
Roma Açık Şehir,
Sonsuz Sokaklar,
Paisà
Yazar: İdil Civelek