Pareidolia, En basit tabiriyle, nesneleri ışığın veya çeşitli etkenlerle önceki deneyimlerimizi baz alarak farklı ve hatalı olarak algılamamıza denir. Örneğin hemen hemen hepimizin yaşadığı bulutları bir cisime, hayvana veya yüze benzetme olayına denir. Bu durum sadece bulutlarla da sınırlı değildir. Gece uyumaya çalışırken eşya yığınını insana benzetmemiz veya belli bir gölgeyi başka şekilde nitelendirmemize denir. Bu durum sinir ağlarımızın anlık olarak nesneleri algılar ve tanımladığı süreçte oluşan hatalardan kaynaklıdır.
Pareidola kelimesi, Yunanca “pará” (παρά, “yanında, yanı başında, yerine [geçen]”) ve “eídōlon” (εἴδωλον, “imge, biçim, şekil”) kelimelerinden türetilmiştir.
Yani pareidola kelimesi yerine geçen olarak tanımlanmaktadır.
Neden Beynimiz Hatalı Anlam Yüklüyor (Nesneleri Canlılara Benzetiyor)?
Öncelikli olarak beyinin çalışma mekanizması ve çalışma prensiplerini tam olarak bilememekteyiz. Akademik ve bilimsel çalışmalar, sinir bilim uzmanları bu konularda açıklamalar yapsa da gerçek bu zamanda (2023 yıllı) henüz keşfedilmedi. Bu yüzden beyinin çalışma mekanizmasıyla ilgili olarak yaptığımız her yorum ileride değişebilir aksi ispat edilebilme ihtimali olan durumlardır. Dilerseniz bu konuya bizim bakış açımızdan okumadan önce bu konuyla ilgili yapılan literatür çalışmalarını inceleyebilirsiniz.
Öncelikli olarak beynimiz bizim isteğimiz ve farkındalığımız dışında gözden gelen ışıkları analiz edip anlamlandırmaya çalışır. Bunu çok hızlı yapması gerekmektedir. Odak noktamızın tam olarak orda olmadığı durumlarda ışığı tam alamadığımızdan/bulanık olmasından kaynaklı beynimiz onu otomatik olarak anlamlandırmasının avantajlı olmasından kaynaklı böyle bir durumun yaşandığını düşünmektekiyiz. Çünkü bu durum özellikle eski zamanlardaki vahşi dünyada evrimleşen canlılar için savaş ya da kaç mekanizmasını tetikleyen önemli bir reflekstir.
Pareidolia Tek insanda da bulunmamaktadır. Çoğu çiçeğin kalıtımsal olarak, siyah canlı silüetine benzeyen beneklerin izlerin olmasından veya kuşların, balıkların sürü halide haraket edip daha büyük canlılar olduğunu belirten davranışlarda bulunması bizi diğer canlılarda da hatalı anlam yükleme olduğunu gösteriyor.
Evrimsel Olarak Pareidolia Davranışı
Pareidolia gelişmiş medeniyetin olduğu ve insanın egemen olduğu dünyada bize anlamsız gelebilir. Ama vahşi doğada her zaman tetikte olan atalarımız için oldukça hayati bir önemi bulunmaktadır. Pareidola’ya genellikle yüz formatı olarak çok sık karşılaşırız. Cansız nesneleri yüze benzetiriz ve üzgün araba, şaşırmış bulut, mulu pirizler olarak görmekteyiz. Bunun en büyük sebebi kara canlıların çok büyük bir kısmının iki gözü ve bir ağzı olmasından kaynaklı. Karanlıkta hareket eden otların gölgesini vahşi bir hayvana bezetmemiz bize çok büyük fayda sağlayacaktır. Eğer bu durumda söz konusu hatalı anlam yükleme davranışı gerçekleştiğinde ve yaparakların ardında hiçbir canlı olmadığını fark ettiğimizde bu bize hemen hemen hiçbir şey kaybettirmeyecektir. Ama aksi bir durumda, yaprakların haraketini sadece yaprak haraketi olarak tanımlarsa eğer o yaparakların ardında bir vahşi hayvan varsa bize hayatımıza mal olabilir. Bu durumda genel yaprak hareketlerini ve oluşan gölgeleri vahşi hayvan olarak tanılayan canlılar harekete geçme ve savaşma eğlemine girecektir. Bu durumu ‘yaprak haraketi olarak tanımlayan ise uyuyorsa uyumaya devam edecektir. Belki yaprakların haraketi sadece %1 oranla vahşi hayvan olacaktır. Ama vahşi doğada her gün bu durumda kalan canlılar muhakkak vahşi hayvanla karşılaşacaktır. Ve bu hatalı yüklemeyi yapan canlılar bu durum karşısında harakete geçtiği için yaşayacak ve çoğalacaktır. Yani pareidolya bizim duygularımızı, davranışlarımızı tetikleyen ve harekete geçiren oldukça önemli bir yanılsamadır. Yani aslında bir hata olarak tanımlanan bu durum bize oldukça fazla fayda sağlayabiliyor. Sağladığı fayda çok fazla olduğundan hemen hemen çoğu canlıda bu davranış gözlemlenmekte. Bizim elimizde ve kontrolümüzde olmadığından aslında bizim çok ilkel bir duygumuzdur.
İkonografi ve Pareidolia
Tanımlama, benzetme ve simgeleştirme insanın yaptığı önemli bilişsel davranışlardır. Özellikle sembolizm ve ikonografi modern dünyanın önemli pareidolialarıdır. Örneğin emojilerin sadece basit çizgiler olması veya ‘:D’ işaretinin gülmeyi tanımlaması ‘:(‘ işaretinin üzülmeyi tanımlasını modern pareidolialar olarak adlandırabiliriz. Her ne kadar artık kalıplaşmış yapılar olsalar da aslında iki nokta üst üste büyük de yada kapalı parantezdir. Yani beynimiz hatalı bir tanımlamada bulunmuştur. Bu durum emojiler için de geçerlidir. İnsan yüzünü anımsatan ama çizgilerden oluşan emojiler de bir pareidolia örneğidir. Yani her ne kadar pareidoliayı ilkel bir duygu olarak tanımlasak da modern dünyanın dinamiklerinde de hala varlığını sürdürmektedir.